Monday, January 30, 2012

Uruguay, Türkiye'nin Güney Amerika'daki yatırımları için yeni bir liman olma potansiyeli taşıyor.

Uruguay, Güney Amerika'nın yüzölçümü olarak en küçük ülkelerinden biri. İki büyük latin amerika ülkesi Brezilya ve Arjantin arasında tampon bölge konumunda. İki komşu ülkedeki tarihi krizlerden kaçan paralar Uruguay'ın bankalarında saklanmış ve böylece ülke Güney Amerika'nın İsviçre'si olarak anılır olmuş. Bugün eski ihtişamından hiçbir şey kaybetmemiş, demokratik istikrarını ve %5' lik işsizlik oranı ile sosyal refahını sürdüren bir Uruguay ile karşıkarşıyayız. 2011 yılı sonunda Uruguay Tanıtım Ajansı'nın davetlisi olarak iki haftalığına Montevideo, Juan Lacaze, Canelones ve San Jose şehirlerini ziyaret ettim. Gelişim projelerini, sanayi bölgelerini ve ekonomiye yön veren önemli şahsiyetleri tanıma fırsatım oldu. Arjantinli sanayicilerin, başkan Bayan Kirchner'in korumacı, ithalatı zorlaştırıcı politikaları yüzünden nasıl hammaddesiz ve parçasız kalıp, Juan Lacaze bölgesine kaçtıklarına tanık oldum.
Juan Lacaze şehri, aslında çok şirin bir plaj kasabası iken burada hizmete giren büyük bir tekstil kompleksi ve seluloz fabrikası ile büyümeye başlamış. Serbest ticarete açık limanı ve Arjantin'e gemi ile sadece 80 km. uzaklıkta bulunması Juan Lacaze şehrine yatırım yapacaklar için önemli avantajlar sağlıyor. Krizlere ve uzakdoğu ticaretine yenik düşen dev tekstil kompleksi küçülmek zorunda kalmış. Tanıtım ajansı buraya el atmış ve bu kompleksi kendisine özel altyapısı ve hizmetleri olan özel bir sanayi sitesi haline getirmiş. Komşusu San Jose şehri gibi Juan Lacaze Belediyesi de yeni yatırımcılara süresiz teşvikler sağlıyor. Montevideo'ya daha yakın olan San Jose şehrinin önemli bir farkı, projesi meclis tarafından uygun görülen yeni yatırımcılara fabrika arazisi hibe etmesi. Bu sayede San Jose'yi Montevideo'ya bağlayan karayolunun iki yanı yepyeni modern fabrika tesisleri ile renklenmeye başlamış.
Montevideo şehrinin kalbi plaj boyunca koşan, dolaşan, oturup muhabbet eden insanlarla dolup taşan sahil boyunda atıyor. Montevideo limanı ve konteyner dağları ile başlıyor sahil boyu. Bunu öğlen ve akşam yemek saatlerinde hareketlenen balık pazarı takip ediyor. Daha sonra hükümet binalarının bulunduğu şehir merkezinin yanından, birçok denize nazır yeşil meydandan ve lüks villaların bulunduğu Carasco mahallesinden geçerek, Montevideo havalimanına varıyoruz. Havalimanının en yeni ve en lüks binası, ticaret merkezinde birçok uçak kargo ve trading şirketlerinin latin amerika ofisleri bulunuyor.
Havaalanından kuzeye doğru inşa edilmiş olan bağlantı yolundan ülkenin yeni gözdesi Zonamerika Serbest Bölgesine ulaşıyoruz. Bu yatırımın büyük başarısının izinden giden iki yeni proje dikkat çekiyor. Bunlardan biri henüz kağıt üzerinde ama şimdiden büyük yabancı yatırımcıların katılımını sağlamış, Parque Produtivo Uruguay. Diğer büyük proje Montevideo'dan Canelones şehrine giden yol üzerinde kurulan Las Piedras Sanayi Sitesi, arsa kooperatifi olarak işe başlamış ve şimdi ilk büyük fabrikalar alt yapı inşaatlarının tamamlanmasını bekliyorlar.
Canelones şehrine doğru uzanan güzergah ünlü Uruguay şaraplarının yetiştiği bölge, uçsuz bucaksız bağlar ufku kucaklıyorlar. Ülkenin iç kısımlarına doğru gittikçe Uruguay'ın organik tarım konusunda ne kadar akıllıca hareket ettiğinin göstergeleri olan çiftliklerle karşılaşıyoruz. Eminim ki bu son Uruguay ziyaretim değil.

No comments:

Post a Comment