Wednesday, December 28, 2011

Uzun ince bir yolda, Brezilya!

Brezilya 2012'de dünyanın en yüksek gayrisafi milli hasılaya sahip altıncı  ekonomisi olma yolunda ama beklentileri karşılamakta diğer BRİC ülkelerine göre çok daha mütevazi kalıyor. 

BRİC ülkelerinin son on yıldaki küresel yükselişi, 2008'de dünyanın gelişmiş olan kısmının üstüne bir kara bulut gibi çöken finans krizi ile birlikte iyice belirginleşmişti. 2012'ye hazırlandığımız son günlerdeki bir haber bu durumun bariz bir göstergesi; Brezilya 2012 yılına İngiltere'yi geride bırakarak dünyanın altıncı büyük ekonomisi olarak girmeye hazırlanıyor.  4 trilyon Real'e (2,5 trilyon amerikan doları) yaklaşan gayrisafi milli hasılası ile Brezilya, küresel ekonomik senaryonun ve global şirketlerin stratejilerinin baş rol oyuncusu olarak öne çıkıyor. 

Çok değil on yıl önce Brezilya'nın dış borç batağında yüzdüğünü ve dünya ekonomileri arasında sadece onuncu sıraya girebildiğini hatırlarsak bu yeni sıralama sürpriz olarak tanımlanabilir. Brezilya'nın ekonomik durumundaki bu değişim, büyük ölçüde, doksanlı yıllardan beri süregelen üç faktörün muhteşem bileşiminden kaynaklanmaktadır; "Plano Real" (türk ekonomist İbrahim Eriş'in Brezilya Merkez Bankası yönetiminde olduğu dönemdeki yeni para birimi Real'e geçiş) ve bu plan kapsamındaki ekonomide ve vergi uygulamalarında istikrar politikası, Çin'deki talep artışına bağlantılı olarak oluşan Brezilya'nın hammadde ihraç fiyatlarındaki artış ve bunlara ilaveten iç piyasayı ve kredileri hareketlendiren gelir dağılımını iyileştirmeye yönelik ciddi politika. 

Herşeye rağmen bu harika haberin yarattığı büyünün gücü Brezilya'nın hem ekonomik hem de sosyal alanlardaki derin ve tarihi eksikliklerini kapatmaya yetmemektedir.  Fransizlar ortalama 10,6 yıl eğitim görürken, brezilyalılar 7,2 yıl eğitim ile yetinmek zorunda kalmaktadırlar. Brezilya'da kişi başına düşen 12 bin dolarlık gayrisafi milli hasılanın İspanya'nın 25 bin dolarını yakalayabilmesi için ülkenin 20 yıl ardarda yüzde 4'lük büyüme oranını tutturması gerekmektedir. Son on yıldaki ortalama büyüme oranı ancak yüzde 3,6 olabilmiştir.  Aynı şekilde göz ardı edemeyeceğimiz bir gerçek de hep aynı dertlerden muzdarip Brezilya'nın ekonomik gelişimini iyileştirecek şartları yaratmak için şimdiye kadar hiçbir şey yapılmamış olmasıdır; dünyanın en yüksek vergi yükü, düşük teknolojik yenilik oranı ve girişimciliği daha doğum anında boğan dayanılmaz bürokrasi.  Ancak bütün bu kurumsal gelişim eksikliklerinin, geniş Brezilya iç piyasasından ve hammadde fiyatlarındaki artıştan beslenen güncel ekonomik dinamizmi    engellemeye gücü yetmemektedir. 2020'ye kadar Brezilya'nın yeterli bir hızda gelişmeye devam ederek GSMH'sını (enflasyonu göz ardı ederek) ikiye katlaması mümkün gözükmektedir.  İlk bakışta hatırı sayılır gibi görünen bu başarı, Çin ve Hindistan gibi diğer BRİC ülkelerinin baş döndürücü gelişme hızlarıyla karşılaştırıldığında çok yavaş kalmaktadır.  Brezilya hükümetinin iç ve dış politik kaygılarla yükselttiği muzaffer ses tonuna eşlik eden nakarat değişmemektedir, "uzun ince bir yoldayım...". Uzun bir yoldan geçmesi gereken Brezilya'nın önünde daha aşılması zor, sancılı eğitim ve içler acısı alt yapı gibi engeller bulunmaktadır. ("Folha de S. Paulo" gazetesi 28 Aralık 2011 tarihli başyazısından esinlenerek yazılmıştır)

No comments:

Post a Comment